24 Aralık 2013 Salı

Bölüm 75

,
               Bugündü yarındı derken .... Nasıl oluyor nasıl olacak diye tasarlarken kafamda....Gelip geçmişti, olup bitmişti. Kafamın içindeki onlarca, yüzlerce soru işareti  bir anda kaybolmuştu. 25 senedir çektiğim sıkıntıların bitmesi 5 saat bile sürmemişti. Bölüm 75 teki odama geldiğimde annem iyiden iyiye kendine gelmişti. Pencere kenarındaki yatağıma usulca yatırıldım. O an vücudumda bir adet sondanın ve iki adette drenin olduğunun farkına vardım. Sonda idrar çıkışını takip etmek içini. Drenler ise ameliyatta vücutta biriken sıvının atılması içindi. Annemin renal biyopsi yapılan böbreği takılmıştı bana. Ameliyat anında herhangi bir sıkıntı olmamıştı ancak ameliyattan sonra kanama yapmıştı. Bu da hemoglobinin eksilmesine neden olmuş, bir ünite kan takviyesi yapılmıştı. Ameliyat ertesi sabah görevli doktor pansuman yapmaya geldiğinde ilk olarak gördüm ameliyat bölgesini. Aman Allahım bu neydi böyle. Ameliyat bölgesi zımba ile dikilmişti. Sonradan bunun daha iyi bir yol olduğunu anladım ama ilk görünce şok geçirdim ve içimde Tuncay Hoca ya karşı bir güven eksilmesi yaşadım.Bu dikişlerin 10 gün içinde alındığını daha da iyisi ağrı ve sızı hissedilmeyeceğini öğrenince Tuncay Hoca' ya karşı hissettiklerimden dolayı rahatsızlık duydum. Halbuki hangi doktor hastası için kötülük istesin ki. 
                Ameliyattan yaklaşık 10 saat sonra, gece 3-4 gibi mobilize edilmemiz için hemşire ve hasta bakıcı geldi. Önce annem mobilize edildi. Annemin yürümesi problem olmadı, Bir görevli yardımı ile kalktı yürüdü geldi ve yattı yatağına. Oturur duruma geldiğimde inanılmaz bir baş dönmesi ve göz kararması yaşadım ve bu durum bir kaç dakika sürdü. Baktım geçecek gibi değil kalkıp o halde yürüdüm ancak kapıdan geri dönmek zorunda kaldım.İlerleyen saatlerde ameliyatı atlatabilmek için yürümenin şart olduğu kanısına vardım ve ağrımda olsa zorlansamda kalkıp yürüdüm. Aksi halde toparlanmam zaman alabilirdi. Ameliyattan sonra en çok zorlandığım durum ise ağız kuruluğu oldu. Sürekli olarak serum verildiği için ağızda sıvı ve katı alımı yasaktı. Bu yüzden de ağzımın kuruluğu dudaklarımı çatlatmıştı. Zaten ameliyattan patlak bir dudakla çıkmıştım bir de dudağımda yaralar çıkması tuz biber oldu. Ameliyatın üzerinden 2 gün geçmiş ve sıvı yasağı önce bana kalkmıştı anneme ise hala yasak devam ediyordu. Hemşirelerle bu konuda hiç sıkıntı yaşamadık. 100 ml lik bardak verdiler ve her saat gelip şu kadar bardak su iç diyorlardı bende içiyordum.Su vazgeçilmezimdi. Diyalize başladığımda su ile bir ayrılığımız olacaktı ama bu ayrılık 11 ay 20 gün sürdü ve şimdi yeniden kavuşmuştuk. Çoğu insan için bir anlam ifade etmeyen su, diyaliz hastaları için vazgeçilmezdi.  Belkide, o kadar yasaklı besin varken en çok aranılan ve en çok ihtiyaç duyulan şey SU idi. 
                  Sağ drenim iki gün sonra çekildi. Tuncay Hoca derin nefes al ve tut demesine karşın hissettiğim acı karşısında nefesimi daha fazla tutamadım ve acım katlandı. Oldukça zorlanmış, kan ter içinde kalmıştım. Sağ dren de olduğu gibi Sol dren ve sonda bizzat Tuncay Hocam tarafından 4. gün çekildi. Ama bu sefer nefesimi tuttum  ve oldukça rahat geçti. Vücudumda bana ait olmayan fazlalıklar alınmış ve artık kıyafetlerimi giyebilirdim. Bu benim için çok büyük mutluluktu. Yürümem lazım ama sağ ve solda drenler, sonda, birde önlüğün orasını burasını kapatmakla uğraşınca yürümekten bişey anlamıyordum. Kıyafetlerimi giydikten sonra istediğim zaman koridora çıkıp yürüyordum. 
                     Pazartesi yani 4.gün Tuncay Hoca anneme taburcu olabilirsin dedi. Ben hemen atıldım Hocam yarın çıksın bugünlükte kalsın. Peki dedi yarın çıksın. Biliyordum ki hem annemin hala ağrıları var hem de öğlene kalmadan annemin yatağı dolacaktı. Enfeksiyon riskim vardı ve zaten kimse alınmıyordu odaya. Gelecek kişinin yakınları ne kadar duyarlı olacaklardı. Tüm bunları düşünerek annemin bir gün daha kalmasını sağladım. Ertesi gün için ikimiz içinde  sürpriz olmuştu. Nefroloji den Ayman Hoca erkenden gelmiş  ve seni taburcu edecez demişti. O an bir mutluluk kapladı içimi. Herşey yolundaydı, sabah 7 de sadece deltacortril mayi yolu ile veriliyordu.  Onun dışında da ilaçları zaten evde de alabilirdim. Öğleden sonra işlemler bitip ilaç raporu ve reçeteyide aldıktan sonra hastaneden ayrıldık. Hastaneye yattığımız bir salı günü hastaneden  taburcu olmuştuk

2 yorum to “Bölüm 75”

  • 25 Aralık 2013 10:07

    tatlim ameliyat gununu saymiyorsun sanirim.. siz 6.gun taburcu oldunuz...

  • 25 Aralık 2013 13:54
    Unknown says:

    ameliyattan sonra 5.gün

Yorum Gönder

 

İKİNCİ BİR HAYAT Copyright © Tüm hakları saklıdır. | Tasarım Blogger temaları | facebook